The Journal of Simplified Cancer Research (JSCR)-TÜRKÇE-Yeni Makale
Ev Hayvanlarında Kanser
Konuk Yazar: Prof. Dr. Seçkin Serdar ARUN| İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı
The English and German versions of this article can be found in our JSCR - April 2015 Issue
İnsanlar kanserden kendi sağlıkları için endişe duyarlar. Son yıllarda evimizdeki hayvanlarımız için de aynı endişeyi duymaya başladık. Yapılan çalışmalarda ev hayvanlarında teşhis edilen tümör sayısında artış bildirilmektedir. Bu artışın nedenleri arasında evimizdeki hayvanların bakım, beslenme şartlarının iyileşmesi, aşılamaların düzenli yapılmasına bağlı olarak yaşam sürelerinin uzaması ve veteriner hekimlikte teşhis imkanlarının artması olabilir. Ev hayvanlarının yaşam şartlarının geçmişe göre daha iyi olmasına rağmen kanser evcil hayvanlarda ölümüm başlıca nedenidir. Bu durum 2000 köpekte yapılan bir çalışmada 10 yaşında veya daha yaşlı olanların % 45’nin ölüm nedeninin kanser olduğu açık olarak belgelenmiştir. Amerika Birleşik Devletlerinde evlerde yaşayan 74 milyon evcil köpek ile 90 milyon kediden her yıl en az 4 milyon köpek ve 4 milyon kedide kanser gelişmektedir. 1998 yılında bu ülkede yapılan 2000 katılımcıyı kaplayan bir araştırmada köpeklerin ölüm nedeninin %47, kedilerin %32 oranında kanser olduğu görülmüştür. Ülkemizde de veteriner patoloji bölümlerine gelen kanser vakalarında artış olduğu görülmektedir.
İnsanda rastlanan kanser olayları basın yoluyla sürekli gündemde olduğundan hayvan sahipleri geçmişe göre bu konuda daha duyarlıdır. Bu nedenle hayvanlarında kanseri önleme yönünde istekli oldukları görülmektedir. Tüm kanser türlerini günümüzdeki olanaklar ile tamamen önlemek mümkün değildir. Hayvanlarda insanlarda olduğu gibi bazı tümörler için uygulanan önleyici yöntemler vardır. Örneğin kedilerde bir kemik iliği tümörü olan lösemiye karşı direnç oluşturan Kedi Lösemi Virüs aşısı başarı ile uygulanmaktadır. Bir başka örnek Feline Immunodeficiency Virüs - Kedi AIDS hastalığı olarak bilinen virus için yapılan aşılama uygulamasıdır. Bu virüs tümörü direkt olarak oluşturmasa da kedilerin bağışıklık sistemini baskılayarak kanser oluşması için ortam hazırlamaktadır. Zamanında yapılan bu aşılamalar kansere karşı direnç oluşturmaktadır. Ayrıca ev hayvanlarının kaliteli mamalar ile beslenmesi ve düzenli veteriner hekim kontrolü kanser oluşma riskini azaltıp erken teşhisi sağlayacaktır.
Ev hayvanlarındaki kanser oluşumları insanlardaki tümör oluşumlarından farklılık gösterir. Genel yargı hayvan tümörlerine insan patolologlarının bakabileceği yönündedir. İnsan ve hayvanlardaki kanser oluşumları bazı özellikleri bakımından benzerlik gösterirken bazı özellikleri bakımından farklılıklar gösterirler. Hayvanlardaki bazı kanserlerin doku üzerindeki ve mikroskopik incelemelerdeki görüntüleri insanlara benzer. Fakat bu kanserlerin hayvanlardaki seyri tamamen farklıdır. Örneğin meme tümörlerinde yaşam süresini belirleyen kriterler tamamen farklıdır. Hayvanlarda görülen bazı kanser türleri insanlarda görülmez. Bu kanser türleri arasında köpeklerin bulaşıcı olan Veneral Tümörü, köpeklerin kutanöz Histiyositoması sayılabilir. Hatta sadece kedi ve köpeğin bir ırkında daha fazla rastlanan tümör çeşitleri vardır. Bu nedenle ev hayvanlarımızda şekillenen kanser türlerinin teşhisinde veteriner patoloğun teşhis koyması hayvanın yaşamını etkileyecek kadar önemlidir.
İnsanda rastlanan kanser olayları basın yoluyla sürekli gündemde olduğundan hayvan sahipleri geçmişe göre bu konuda daha duyarlıdır. Bu nedenle hayvanlarında kanseri önleme yönünde istekli oldukları görülmektedir. Tüm kanser türlerini günümüzdeki olanaklar ile tamamen önlemek mümkün değildir. Hayvanlarda insanlarda olduğu gibi bazı tümörler için uygulanan önleyici yöntemler vardır. Örneğin kedilerde bir kemik iliği tümörü olan lösemiye karşı direnç oluşturan Kedi Lösemi Virüs aşısı başarı ile uygulanmaktadır. Bir başka örnek Feline Immunodeficiency Virüs - Kedi AIDS hastalığı olarak bilinen virus için yapılan aşılama uygulamasıdır. Bu virüs tümörü direkt olarak oluşturmasa da kedilerin bağışıklık sistemini baskılayarak kanser oluşması için ortam hazırlamaktadır. Zamanında yapılan bu aşılamalar kansere karşı direnç oluşturmaktadır. Ayrıca ev hayvanlarının kaliteli mamalar ile beslenmesi ve düzenli veteriner hekim kontrolü kanser oluşma riskini azaltıp erken teşhisi sağlayacaktır.
Ev hayvanlarındaki kanser oluşumları insanlardaki tümör oluşumlarından farklılık gösterir. Genel yargı hayvan tümörlerine insan patolologlarının bakabileceği yönündedir. İnsan ve hayvanlardaki kanser oluşumları bazı özellikleri bakımından benzerlik gösterirken bazı özellikleri bakımından farklılıklar gösterirler. Hayvanlardaki bazı kanserlerin doku üzerindeki ve mikroskopik incelemelerdeki görüntüleri insanlara benzer. Fakat bu kanserlerin hayvanlardaki seyri tamamen farklıdır. Örneğin meme tümörlerinde yaşam süresini belirleyen kriterler tamamen farklıdır. Hayvanlarda görülen bazı kanser türleri insanlarda görülmez. Bu kanser türleri arasında köpeklerin bulaşıcı olan Veneral Tümörü, köpeklerin kutanöz Histiyositoması sayılabilir. Hatta sadece kedi ve köpeğin bir ırkında daha fazla rastlanan tümör çeşitleri vardır. Bu nedenle ev hayvanlarımızda şekillenen kanser türlerinin teşhisinde veteriner patoloğun teşhis koyması hayvanın yaşamını etkileyecek kadar önemlidir.
Ev hayvanlarımızda oluşan çok çeşitli kanser türleri vardır. Köpeklerde en çok rastlanan kanser türü meme tümörüdür. Çok sık olmasına karşın köpeklerde meme tümörü ilaç tedavisine iyi cevap vermediği ve en iyi yolun cerrahi müdahale olduğu saptanmıştır. Bu türdeki meme tümörleri % 41-53 oranında habis olarak saptanmıştır Genel kanı olarak memedeki küçük oluşumların büyüyene kadar bekletilmesi kanserin yayılmasına neden olmaktadır. Bu nedenle meme bölgesindeki ufak oluşumlarda bile gecikilmeden veteriner patoloğa örnek yollanması gereklidir. Kedilerde meme tümörlerinin sıklığı %18 oranını bulmaktadır. Oran köpeklerdeki meme kanserlerine göre düşük olmasına rağmen kedilerdeki meme tümörlerinin %85’i habistir. Bu türde hastanın yaşam süresini belirleyen en önemli veri kanserin meme dokusundaki büyüklüğüdür. Bu nedenle vakit kaybedilmeden meme oluşumlarının incelenmesi tavsiye edilmektedir. Köpeklerde en çok rastlanan 10 Deri Tümörü, Mast Hücreli Tümör, Hepatoid Parianal Adenoma, Lipoma, Sebasöz Hiperplazi/adenoma, Fibrosarkoma, Melanoma, Histiyositoma, Skuamöz hücreli karsinom, Hemanjiopristoma, Bazal hücreli tümör olarak bildirilmektedir. Kedilerde en çok rastlanan 5 deri tümörü olarak Bazal Hücreli Tümör, Mast Hücreli Tümör, Skuamöz Hücreli Tümör, Fibrosarkoma, Sebasöz Hiperplazi/Adenoma sayılabilir. Ev hayvanı olarak çoğunlukla kedi ve köpek sayılmasına rağmen günümüzde evlerde farklı türlerde hayvanlar beslenmektedir. Unutulmaması gereken her hayvan türünde kanser gelişebileceğidir. Çok farklı kanser çeşidinin olması ve ortaya çıkma sıklığının artması hayvan sahiplerini korkutmamalıdır. Kanserde önemli husus öncelikle hayvanlarımızın vücutlarındaki renk, büyüklük, duyarlılık artışı, kanama gibi her değişiklikte zaman kaybetmeden bir veteriner hekime göstermek olacaktır. Bunun dışında köpekleri düzenli yürütmek, kedileri oyunla hareket ettirmek, oda içinde uçabilecek kuşları düzenli olarak uçurmak hayvanların kansere karşı direncini arttıracaktır. Tümör nedenlerinden küflü, kalitesiz mamaların verilmesi, düzensiz ve kontrolsüz beslenmeye kesinlikle engel olmak gereklidir.
Kaynaklar:
1. Moulton J.E.;Tumor of in Domestic Animals, 3 nd ed. Universty of California Press.1990
2. Gross L. T. et al ; Skin Disease of dog and cat, Sekond EditionBlackwell Publishing Company 2005
3. Withrow S. J. et al ; Small Animal Clinical Oncology, Elsevier, 2013
4. Kessler, M.; Kleintieronkolgie , Parey 2. Auflage, 2005
1. Moulton J.E.;Tumor of in Domestic Animals, 3 nd ed. Universty of California Press.1990
2. Gross L. T. et al ; Skin Disease of dog and cat, Sekond EditionBlackwell Publishing Company 2005
3. Withrow S. J. et al ; Small Animal Clinical Oncology, Elsevier, 2013
4. Kessler, M.; Kleintieronkolgie , Parey 2. Auflage, 2005
Konuk Yazar: Prof. Dr. Seçkin Serdar ARUN| İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı
Prof. Dr. Arun, 1989 yılında Istanbul Üniversitesi Veteriner Fakultesi’nden mezun oldu. Arastırma Görevlisi olarak attandığı İstanbul Üniversitesi Patoloji Anabilim Dalı’nda başladığı doktora çalışmalarını, Almanya’nın Ludwig Maximillians Üniversitesi, Patholoji Enstitüsü’ndeki arastırmalarıyla tamamladı. Prof. Dr. Arun, ‘Ruam’ konulu Türk-Alman ortak araştırma projesinin yürütücülüğünü yaptı. İstanbul Üniversitesi ve Ludwig Maximillians Üniversitesi Patoloji bölümünde dönüşümlü olarak çalıştı. Askerlik görevini Haydarpaşa GATA Eğitim hastanesi Patoloji Bölümü’nde yedek subay olarak yaptı. Burada ‘Patolojide Görüntü Analizleri’ adı altında yapılan çalışmaların sorumlusu olarak görev aldı. Askeri görevinden sonra, İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalında görevine devam etti. 2001 yılında Doçent, 2007 yılında Profesör ünvanını aldı. Prof. Dr. Arun, halen İstanbul Üniversitesi Patoloji Anabilim Dalı’nda görevini sürdürmektedir.
Copyright © 2013-2022 Tüm Hakları Saklıdır - Cancer Education and Research Institute, Inc., eski adıyla Cancer Research Simplified
Journal of Simplified Cancer Research (JSCR), Cancer Education and Research Institute (CERI), eski adıyla Cancer Research Simplified'ın resmi dergisidir. Aylık sayısı sadece $4.99 [ya da yıllık indirimli $49.99] olup, basitleştirilmiş kanser bilgilerine, kanser haberlerine, teşhis, tedavi, önlem ve klinik deneyleri ile ilgili makelerimize, digital olarak ulaşabilirsiniz.
Journal of Simplified Cancer Research (JSCR), Cancer Research Simplified'ın resmi dergisidir. Aylık sayısı sadece $4.99 [ya da yıllık indirimli $49.99] olup, basitleştirilmiş kanser bilgilerine, kanser haberlerine, teşhis, tedavi, önlem ve klinik deneyleri ile ilgili makelerimize, digital olarak ulaşabilirsiniz.
Bağışınız icin teşekkür ederiz!
Sadece sizin bağışlarınızla, dünya çapında hayli ilgi gören kanser programlarımıza devam edebiliyoruz.
Sadece sizin bağışlarınızla, dünya çapında hayli ilgi gören kanser programlarımıza devam edebiliyoruz.